Elazığ seni dinlemeyecek, seni sorgulayacak Cübbeli Ahmet.
Cübbeli Ahmet Hoca, cübbesini, sarığını ve şatafatını toplayıp Elazığ’a geliyor.
Ama biz onu ilahî bir bilgiyle gelen bir hoca olarak değil, dinî söylemleri istismar eden bir medya figürü olarak tanıyoruz.
Hatırlayın…
Geçtiğimiz aylarda bir televizyon programında şöyle dedi:
“Kur’an Müslümanlığı demek, dinsizliktir.”
(Sunucunun “Kur’an Müslümanı ne demek?” sorusuna cevaben – Kaynak: TV5, Aralık 2023)
Kur’an’a “yetmez” diyen, Kur’an’ı merkez alanları “dinsiz” ilan eden biri şimdi kalkmış, “din anlatmaya” geliyor.
Ey Elazığ!
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
Geçmişi Unutmadık: Selefilere Silah Satışı ve Ahlak Soruşturmaları
2011 yılında bir başka skandal patlamıştı.
Cübbeli Ahmet, “Selefi gruplara silah temin etmekle” suçlanarak Terörle Mücadele Şubesi tarafından gözaltına alındı.
İddialar arasında, Arabistan bağlantılı gruplara uzanan ciddi ticaret ağları vardı.
(Kaynak: Hürriyet, 12 Aralık 2011)
Yine aynı dönemde, kendisine ait olduğu iddia edilen müstehcen kasetler, kamuoyuna bomba gibi düşmüştü.
“Zikir evleri”, kadınlar, kayıt altına alınan ilişkiler…
Tüm bunlar “hoca” kimliğiyle çelişen ağır ithamlardı.
Ama nedense her defasında birileri araya girdi, dosyalar “kapanıverdi.”
İngiliz Tarikat Sevgisi ve Teslimiyet İtirafı
Cübbeli’nin en ilginç beyanlarından biri, İngiltere ile tarikat ilişkisini savunduğu şu sözlerdi:
“İngilizler tarikatlara destek veriyor çünkü tarikatlar teslimiyetlidir.”
(YouTube – Lalegül TV, 2017)
Bu söz, aslında İngiliz derin aklının İslam coğrafyasındaki etkisini ifşa eden bir itiraf gibi.
Ama bunu eleştirmek yerine, normalleştirmeyi seçti.
Çünkü belli ki, bu düzenin kendisi de bir parçasıydı.
Kur’an Değil, Rüya! İlham Değil, İtaat!
Cübbeli’nin vaazlarında sıkça geçen ifadeler:
“Efendi hazretleri rüyasında şöyle dedi…”
“Şeyhimiz filanca duada görünmüş…”
“Ben bu bilgiyi manevî yolla aldım…”
Ama ortada ne Kur’an ayeti var, ne sahih hadis…
Sadece bir kişinin “rüyası” ya da “kanaati.”
Dine yapılan en büyük ihanettir bu: Allah’ın kelamını, rüyaların gölgesine sokmak!
Kur’an diyor ki:
“Biz bu kitabı sana her şeyi açıklayıcı olarak indirdik.” (Nahl Suresi, 89)
Ama Cübbeli diyor ki:
“Yetmez!”
Ey Elazığlılar!
Bu topraklar âlim yetiştirmiş, gerçek mürşitleri tanımıştır.
Cübbesiyle geleni değil, hakikatiyle geleni kabul eder bu şehir.
Bu yüzden diyorum ki:
– Kur’an Müslümanlığına “dinsizlik” diyen birine sessiz kalmayın!
– İngiliz derin aklını aklayan, tarikatları pazarlayan bu zihniyeti alkışlamayın!
– Din üzerinden ticaret yapan, korku satan bu sistemin karşısında durun!
Din Tacirlerine Karşı Elazığ Dur De!
Biz, Elazığ’da Kur’an’ı okuyan, anlayan, yaşayan Müslümanlarız.
Biz, Allah’ın indirdiği kitapla yetinen, hoca değil hakikat arayan insanlarız.
Cübbene değil, sözlerine bakarız.
Geçmişine, bağlantılarına, niyetine bakarız.
Ve biz biliyoruz:
Din, Allah ile kul arasındadır.
Araya girmeye çalışan her aracı, her tüccar, her sahte rehber…
Hakikatin önünde bir gün yıkılacaktır!
