Elazığ’da yaşayan Kureşan Ocağı mensubu Uğurcan Dede, Muharrem ayı vesilesiyle verdiği mesajda hem Alevi inancının özünü hem de toplumun ortak vicdanına seslenen çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Bizim matemimiz bir inanç ritüeli değil, yüreğimizin çığlığıdır” diyen Dede, siyasi ve ideolojik gölgelerden arındırılmış bir inanç pratiğinin çağrısını yaptı.

ÖZEL HABER:DİLAN TUĞBA MACİT 

“Nutk-ı Şerîf ile Başlamak İsterim”

Sözlerine Aşık Dertli’nin dizeleriyle başlayan Uğurcan Dede, Muharrem orucunun sadece Aleviler için değil, insanlığın ortak vicdanı için bir dönüm noktası olduğunu vurguladı:

“Âşık-ı sâdık muhibb-i Mustafâ derler bize, derd ile gayret-keş-i Âl-i ‘abâ derler bize.”

Dede, “Oruç tutmak, yalnızca aç kalmak değil, Kerbela’da susuz şehit edilen mazlumları yüreğinde hissetmektir” diyerek matem ayının ruhunu tarif etti.

“Muharrem Ayı, Sadece Alevilere Değil İnsanlığa Aittir”

Kerbela’nın sadece tarihsel bir olay değil, halen yaşanan zulümlerin simgesi olduğunu söyleyen Dede, şu ifadeleri kullandı:

“1400 yıl önce ‘ölmek istemiyorum’ diye haykıran bir çocuğun sesiyle, bugün savaşta, göç yollarında can veren çocukların sesi arasında hiçbir fark yoktur. Sadece isimler değişti. Eğer bunu hâlâ anlayamamışsak, dosdoğru yol dediğimiz ‘Sırât-ı Müstakim’i kaybettik demektir.”

“Ağızlarımızı Hakk İçin Mühürledik”

Muharrem ayında Alevi toplumunun düğün, eğlence ve her türlü sefadan uzak durduğunu vurgulayan Dede:

“Sadece oruç tutmak değil; dilimizi de mühürlüyoruz. Bu günlerde ağzımızdan çıkan her kelam, yalnızca Hakk, yalnızca Hz. Hüseyin içindir. Muhabbetlerimiz bile Hakk’a ikrar içindir.”

Susuzluğun Kerbela’nın en acı hatıralarından biri olduğunu belirten Dede, “Kana kana su içmiyoruz. Her yudumda Hz. Hüseyin’i ve susuz şehitleri hatırlıyoruz” dedi.

“Cem Evleri Tertemiz Bir Sayfa Açmalı”

Uğurcan Dede’nin en dikkat çeken açıklamalarından biri ise cem evlerine ve topluma yönelik yaptığı çağrıydı:

“Erkânlar sadece gerçek ikrar ve inanç sahiplerine teslim edilmeli. Pir-Talip ilişkisi tertemiz bir şekilde yeniden başlamalı. Cem evleri siyasi ve ideolojik alanlar değil, Hakk’ın kelamının yankılandığı mekânlar olmalı.”

Aşure günlerinde yapılan törenlerin düğün havasına bürünmemesi gerektiğini belirten Dede, “O gün şenlik değil, yürek yangınıdır” ifadelerini kullandı.

“Siyasi miting gibi konuşmalar değil, bir pirin gülbengiyle rıza lokması pay edilmelidir. Cem evleri bir araya gelmeli, birlikte erkan yürütmelidir.”

“Yol’a Hizmet Etmek, Taşın Altına Elini Koymaktır”

Halkı da inanç mekânlarına ve erkânlara sahip çıkmaya davet eden Dede, “Bu mekânlara yalnızca talepkâr olarak değil, hizmetkâr olarak da yaklaşmalıyız. Elimizi taşın altına koymadan yol yürünmez” dedi.

“Aşk Ola, İkrâr Daim Ola”

Röportajın sonunda Uğurcan Dede, Muharrem ayında oruç tutan, yas tutan, lokmalarını paylaşan herkese dualar göndererek sözlerini şu cümleyle tamamladı:

“Allah, Muhammed, Ali ikrarı daim ola… Oruçlar kabul ola… Aşk ola…”