Bu Ülkenin Gerçek Çalıkuşu: Gülnar Karagöl
Bazı hayatlar vardır…
Romanlara sığmaz.
Bazı kadınlar vardır…
Yalnızca kendileri için değil, başkaları için de yaşar.
Hepimiz Reşat Nuri Güntekin’in o meşhur romanındaki Çalıkuşu Feride’yi biliriz.
Hayatı boyunca mücadele eden, idealist bir öğretmen olan Feride’nin hikâyesini okurken gururlanırız.
Ama roman biter, kitap kapanır ve Feride bir hayal olarak kalır.
Ama bu ülkede bir kadın var ki…
O romanın kapağını tekrar açtı.
Tozlu sayfaları silkeledi.
Ve Çalıkuşu’nu gerçek hayatta yaşamaya başladı.
Adı: Gülnar Karagöl.
Iğdır’da doğdu. Sessiz bir şehirde.
Ama onun içindeki ses çok güçlüydü.
Henüz çocuk yaşlarda başladı mücadeleye.
Bir kız çocuğu olarak, ringe çıktı.
Karateyle, boksla; terle, disiplinle büyüdü.
Altın madalyalar kazandı.
Elazığ’a tarihindeki ilk kadın altın madalyayı kazandıran boksör oldu.
Iğdır’ın ilk kadın sporcusu, ilk milli kadın sporcusu olarak tarihe geçti.
Milli formayla Türkiye’yi temsil etti.
Ama en önemli başarısını ne ringde, ne kürsüde kazandı.
Onun asıl mücadelesi, hayatın tam ortasında başladı.
Gözyaşlarını içine akıtan kadınlar için,
Ellerini tutacak kimse bulamayan çocuklar için,
Sesini duyuramayanlar için başladı yürüyüşü.
Ve 8 Mart 2024’te, sadece kutlama yapmadı.
Kendini alkışlamadı.
Bir “çatı” kurdu.
Bir sığınak, bir umut, bir yol açtı:
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Derneği.
Elazığ’da artık bir yer var…
Adresi belli olan bir umut kapısı..
Sadece bir bina değil;
Kapısı çalınabilen bir vicdan,
Telefonu arandığında açılan bir yürek.
Her kadın için bir dost eli,
Her çocuk için bir sıcak kucak.
Gençlerin ablası oldu. Ailenin bir ferdi, mahallenin kızı, sokağın sevdiği insanı…
Çocukların gözünde bir umut, kadınların kalbinde güçlü bir omuz oldu.
Kimi zaman bir kapı önünde oturdu çay içti, kimi zaman yardım kolilerini ulaştırmak için gecesini gündüzüne kattı.
Birinin ablası, birinin kardeşi, bir başkasının yoldaşı oldu.
Onun yürüdüğü her sokak, bir güven duygusuyla doldu.
Gülnar Karagöl, öğretmenliği meslek değil, misyon bildi.
Sporu sadece bir yarış değil, yaşam disiplini olarak gördü.
Sivil toplum mücadelesini dosyalarla değil, dokunuşlarla yürüttü.
Bugün onun adı yalnızca Elazığ’da değil;
tüm Türkiye’de, Çalıkuşu ismiyle parladı.Çalıkuşu olarak anılmaya başladı
Ama onun için en büyük “makam”, bir kadının “İyi ki varsınız” demesiydi.
O en büyük gücünü spordan aldı.
Ringde öğrendiği cesaretle hayata kafa tuttu.
Ve en büyük amacı, devletin kendisine sağladığı imkânlar sayesinde başarıya ulaşarak
bu imkânları tüm çocuklar ve kadınlar için erişilebilir kılmaktı.
Bu vatanın evlatlarına faydalı olmak, onun en büyük hayaliydi.
Bugün aldığı görevler, unvanlar, başarılar bir kenarda dursun…
Gülnar Karagöl artık yalnızca bir öğretmen değil.
O, bu ülkenin yaşayan Çalıkuşusu.
Ama romanlardaki gibi değil…
Kanatlarını edebiyata değil, hayata çırpan bir kadın.
O, gücünü salonlardan alan bir sporcu.
O, kelimeleriyle değil, eylemleriyle konuşan bir lider.
O, düşenin elinden tutan, korkana cesaret veren, susana ses olan bir insan.
Bugün 25 Kasım değil.
Ama şiddet, takvim seçmiyor.
Karanlık her gün bir kapıyı çalıyor.
Ve bu yüzden, Gülnar Karagöl gibi kadınlar, her gün mücadele etmeye devam ediyor.
Onun hikâyesi; bir kişinin bir şehri nasıl değiştirdiğinin hikâyesi.
Onun hayatı; bir kadının başka kadınlara nasıl umut olduğunun ispatı.
Onun yolu; yürüyen değil, yol açanların yoludur.
Bu yazı, bir madalyaya, bir başarıya, bir unvana yazılmadı.
Bu yazı, yüreğiyle bir şehre dokunan, varlığıyla onlarca kadını ayağa kaldıran
ve sessizce binlerce hayatı güzelleştiren bir kadına ithaf edildi.
Gülnar Karagöl.
Elazığ’ın “Gakgo” lakaplı yürekli kadını.
Yumruğunu ringde sıkan, kalbini hayata açan bir öğretmen.
Gerçek bir Çalıkuşu.
Ama bu kez romanlarda değil, hayatın tam ortasında kanat çırpıyor.
Ve bizler biliyoruz ki…
Bir kadının kanat çırpmasıyla başlar bazen bahar.
Bir kadının inadıyla yeşerir umut.
Bir kadının sevgisiyle onarılır kırık dökük hayatlar.
Gülnar Karagöl, bu ülkenin gerçek Çalıkuşusudur.
Ve onun uçuşu, yalnızca kendisi için değil;
gökyüzünü unutan herkes içindir.