Gazeteci Yazar Sadık Güleç ve Osman Çaklı’nın araştırma ve incelemelerini deneyimleri ile harmanlayarak yazdıkları ‘Yeni Nesil Çeteler’’ isimli kitap okuyucularla buluştu. Güleç ve Çaklı, birlikte kaleme aldıkları bu kitapta söz konusu yapıların nasıl oluştuğu, nasıl büyüdüğü ve kendilerine nasıl üye buldukları konusunda bizlere ışık tutuyor.
HARPUTİMES/SERRA TAYLAN
Tam da bu günlerde gazete ve TV’lerdeki haberlerden duyduğumuz Yeni Nesil Çeteler aslında toplumsal olarak yeni bir sürece evrildiğimizin de habercisi gibi. Adını daha çok çizgi film karakterlerinden alan ve üyelerinin büyük çoğunluğunun Çocuk-Genç diyebileceğimiz yaş gurubundan olan bu Çete’lerin bu kadar yaygınlaşması ve toplumu terörize edebilecek kadar büyük suçlara sürüklenmesi ülke olarak hem sosyolojik hem de adli olarak büyük bir sorun yumağı içerisine sürüklendiğimizin göstergesi gibi. Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz suikastlar, silahlı taramalar gibi olaylar adli bir olay olmanın çok ötesine geçmiş durumda. Tam da ülkece bu ‘Çeteleşme’nin nasıl bu kadar yaygınlaştığını, bu kadar örgütlü olarak suça giriştiklerini ve bunları bu kadar güçlü kılan etkenin ne olduğunu anlamaya çalışırken, aklımızdaki tüm sorulara yanıt alabileceğimiz bir kitap okuyuculara servis edildi. Deneyimli Gazeteci Yazar Sadık Güleç ve Osman Çaklı’nın araştırmalarının sonucu olarak yazdıkları bu kitapta ‘Yeni Nesil Çeteler’e dair bir çok sorunun cevabı yer alıyor.

Güleç ve Çaklı, birlikte kaleme aldıkları bu kitapta söz konusu yapıların nasıl oluştuğuna, nasıl büyüdüğüne ve kendilerine nasıl üye buldukları konusunda bizlere ışık tuttu. Biz de bu her açıdan irdelenmesi gereken ve önlem alınmazsa çığırından çıkacak kadar büyüyen çete sorununu Sadık Güleç’e sorduk. Uzun soluklu ve bir o kadar da bilgi ve keyif verici söyleşimizde Güleç yeni diyebileceğimiz bu oluşumun aslında bilindik ‘Çete’lerden farklı olarak daha organize ve kalabalık bir gruptan oluştuklarını belirtiyor.
–Çete kavramı toplumumuzda nasıl algılanıyor? Kitabınızda bahsi geçen ‘Yeni Nesil Çete’lerin toplumun dimağında yer etmiş çete kavramından farkı ne?
‘’Çete aslında daha küçük yapılanmalar için kullanılır. Yani hem gücü hem sayısı bakımından daha küçük bir ekip olduğunu düşünürüz. Belirli çıkarlar için bir araya gelmiş yasa dışı faaliyeti olan daha küçük bir yapılanmayı ifade eder. Ama bugün çete ya da Yeni Nesil Çete dediğimizde çok geniş kalabalık ve büyük gençlik gruplarını anlıyoruz. En azından şu anda karşımızdaki tablo bu… ‘’

–Bu çeteler mafya özentiliğinin bir neticesi mi? Bun özentilik ise sosyal medya, film ve diziler, suç örgütlerinin kahramanlaştırılması gibi unsurların etkisi nedir?
‘’Elbette özellikle genç nüfusu düşündüğümüzde özentinin büyük rolü vardır. Hepimiz gençliğimizde çocukluktan ergenliğe geçerken bir şey olmak isteriz. Suç yapılanmalarını konu edinen onları idealleştiren filmlerin dizilerin bunda bir etkisi olur. Fakat eğer gerçek yaşamınızda suça bulaşmış kişiler ile bir irtibatınız yoksa bunun etkisi geçici olur. Yani tek başına dizilerin bu suç örgütlerine katılımı gerçekleştirdiğini söyleyemeyiz. ‘’
-Bu çetelerin alt yapısında siyasi bir düşünce ya da eğilim yatıyor mu?
‘’Kavram haline getirilmiş bir siyasi düşünceden söz edemeyiz. Belirli bir hiyerarşisi olan bütün suç örgütlerinde “kardeşlik, abilik” yada “adalet, eşitlik” gibi kavramları kullandıklarını görürüz. Ama karşımıza çıkan bu yeni durumda bu kavramların daha güçlü ve daha sistematik kullanıldığını görüyoruz. Bu da yaygın kitlesellikleri ve yaşadıkları mahalle ve çevrenin kültürel siyasi yapısına göre değişiyor. İstanbul’da muhalif mahallelerde daha sol bir jargon kullanırlarken Bahçelievler, Yeni Bosna gibi mahallelerde eşitlikçi ama “abi, kardeş” gibi dayanışmacı sözler kullanılıyor. Fakat sosyal medyaya yükledikleri videolarda arka planda mutlaka rap gibi isyan sözlerinin olduğu ya da protest müziğin şarkıcılarının müzikleri olabiliyor.’’
-Mafya, çete, güç savaşları yeraltı dünyası,suç..Bu kavramlar bu kadar olumsuz iken özellikle Z Kuşağı olarak adlandırdığımız kesimde tam tersi bir etkiyi nasıl yarattı?
‘’Çünkü gençlik bir arayış içinde. Geniş gençlik yığınlarının kendilerini ifade edebilecekleri alanlar çok sınırlı. İş bulma olanakları bir yere gelme umutları yok. Siyasi partilerin, cemaatlerin, yada başka kurumların gençlik ile ilişkileri yok. Bunun üzerine gelen bir ekonomik kriz bu kuşağı hem para kazanabilecekleri hem de statü kazanabilecekleri kendi illegal örgütlenmelerine itiyor.’’
“EĞER BİR TOPLUM KENDİ MÜCADELESİNİ VERECEĞİ KURUMLAR YOKSA BİR KURTARICI ARAR.’”
Sedat Peker…Suç örgütü lideri tabiri caizse ‘Mafya babası’ dediğimiz kimliklerin belki de en fazla popüler olmuş resmi olarak çıkıyor karşımıza. Bazı öncü yazarların bile hayranlığını gizleyemediği bu Mafya Lideri figürünün siyaset ve sosyal yaşamda bu kadar etkili olmasının sebebi nedir? Bu etkinin bir eseri olarak yeni nesil çeteler doğmuştur diyebilir miyiz?
‘’Eğer bir toplum kendi mücadelesini vereceği kurumlar yoksa bir kurtarıcı arar. Bütün filmlerde ya da masallarda bir kurtarıcı gelir ve bütün işleri halleder. Mafya liderleride kendi meşruluklarını sağlamak için buna oynarlar. Yani göstermelik yardımlar yaparlar. Bazı olaylarda kurtarıcı gibi ortaya çıkmayı severler. Yeni nesil çetelerin doğuşu bence bu geleneksel mafyanın dışında başka nedenlere dayanıyor.’’
‘’ÇETE FAİLLERİ: KİMİ VURDUĞUNU BİLMİYOR..BİLSE NEDEN OLDUĞUNU SORGULAMIYOR’’
Özellikle 18 yaş ve altı çocukların ön planda olduğu, isimlerini de bildiğimiz çizgi karakterlerden aldığını gözlemlediğimiz bu çetelerin oluşumunda hukuk sistemimizdeki eksikliklerin payı var mı? Caydırıcı cezaların olmayışı ve suça sürüklenmiş çocukların az ceza alması gibi. Ki cezaevi çıkışı kendi kahramanlarını yaratma vaadi de etkili oluyor mu bu çocukların çetelere girmesinde?
‘’Cezanın sürekli ve eğitici olması elbette önemli. Ama bizim toplumumuz böyle sorunlar ortaya çıktığında hemen “sallandıralım düzelir” psikolojine girer. Bu kadar basit değil. Onaltı on yedi yaşındaki çocukları buraya iten çok fazla etken var. Bu etkenler ortadan kaldırılmadan cezaların artması sorunu çözmez. Sadece cezaevi nüfusunu biraz daha arttırırsınız. Bunun dünyada da örnekleri var. Brezilya’da yoksulluk nedeniyle caddelerde evsiz çocuklar arttığında ve bunların yol açtığı suçlar ortaya çıktığında bazı devlet destekli paramiliter gruplar bu çocukları infaz ettiler. Sonuç suçun artmasına hiç bir şey engel olmadı. Bakın son Serdar Öktem cinayetinde tetiği çeken üç kişinin biri on altı, biri on yedi, biri on sekizine yeni basmıştı. Bir kebapçıda bulaşıkçılık yapan on altı yaşındaki çocuk kimi vurduğunu bile bilmiyor. Adını bilse bile bu cinayeti sorgulayacak bir bilgiye sahip değil. Bu cinayetten bile belki yirmi yıl hapis yatacak. Yani on yıl olmuş beş yıl olmuş yada otuz yıl olmuş onun için fark etmiyor. ‘’
SOSYAL MEDYAYA ÖZELLİKLE TİK TOK’A DİKKAT!!
‘’Sosyal medyaya özellikle Tik Tok’a ciddi bir müdahale gerekiyor. Bir tweet attı diye insanlar tutuklanırken. Cinayet videoları paylaşılıyor. Bu konularda ciddi bir çalışma yok. Bunu anlamak mümkün değil. ‘’
-Sizce bu çeteler kendilerini ‘kanun uygulayıcı’ olarak mı görüyorlar. Yani olası bir siyasi yönetim boşluğu gördükleri için mi kendilerine düzen kurmaya çalışıyorlar?
‘’Sokaklarda bir boşluk olduğu kesin. Ama bu boşluk kültürel, ekonomik bir boşluk. Bakın biz bu çetelerin ilk varlığının nasıl farkına vardık. Çünkü İstanbul’un politik mahalleleri olarak bilinen Gazi, Gülsuyu gibi semtlerde bu çetelere karşı uyuşturucuya karşı yürüyüşler yapıldı. Buralarda yaşayan insanlar daha duyarlıydı. Ama Bahçelievler, Yeni Bosna, Şirinevler, Bağcılar gibi semtlerde aslında daha güçlü ve yaygındılar. Buralarda tek bir karşı çıkış olmadı. Yani yalnızca güvenlik kuvvetlerini de eleştirmemek gerekiyor. Toplum buna bir karşı çıkış gerçekleştirdi mi. Şimdi büyük cinayetler işlendiğinde çetelerin varlığının farkına varıyoruz. Oysa belki de olan artık oldu. ‘’
SUÇA SÜRÜKLENME: TERCİH Mİ , ŞARTLAR MI?
-Ülkenin yaşadığı ekonomik krizin bir neticesi olarak maddi olanaksızlıklar yaşayan veya kısa yoldan illegal de olsa çok para kazanma hırsı olan bir gençlerin tercihi sonucu mu oluşuyor bu çeteler?
‘’Elbette ekonomik durum çok belirleyici. Yani açlık sınırındaki bir ailenin kuaförde çalıştığını düşündüğünüz bir çocuğu eve bir anda fazla para getiriyorsa o aile bunu sorgulamayabilir. Bu çocukların meslekleri ya tekstil ya moto- kurye ya da garsonluk gibi asgari ücretin bile altında para kazandıkları yerler. Uyuşturucu satan bir torbacının aylık kazancı ise iki yüz bin liranın altına düşmüyor. Böyle bir uçurumda bu gençleri nasıl tutabileceksiniz. ‘’
OPERASYONLAR BAŞARILI DA OLSA YENİ NESİL ÇETELER OPERASYONLAR İLE DÜZELTİLEMEYEBİLİR
-Sizce çeteler, yeraltı suç örgütleri, mafyatik oluşumlar…Devlet bunlarla yeterli derecede mücadele ediyor mu? Yoksa çete ya da örgütün gücüne göre bazı durumlar için göz mü yumuluyor?
‘’Aslında sürekli operasyon yapılıyor. Yani bazı dönemlerde biraz geç kalındığını düşünüyorum. Bazı gruplar kamuoyunu sarsan eylemler yaptığı zaman operasyon yapıldı. Örneğin Rençber çetesine İstanbul’un göbeğinde Adliye sarayından çıkan hasımlarını kurşun yağmuruna tutup büyük panik yaratıp birkaç kişiyi vurduktan sonra operasyon yapıldı. Ama son dönemde büyük operasyonlar yapılıyor. Başarılı da operasyonlar. Fakat bu yeni nesil çetelerin varlığı artık operasyonlar ile düzeltilecek boyutu aşmış olabilir.”
KAYNAK: SERRA TAYLAN