Bugün Türkiye’nin dört bir yanında adaletin işleyişi bir kez daha sınıfsal farklılıklarla karşımıza çıkıyor. Bir yanda, sokaklarda ekmek parası için mücadele eden bir seyyar satıcının tezgâhına zabıta zoruyla el konulurken, diğer yanda kara para aklama ve yasadışı bahis suçlamalarından yargılanan Polat ailesi, rahatça mahkeme salonlarından tahliye ediliyor. Bu tablo, kapitalist sistemin kimin çıkarlarını koruduğunu, adaletin kim için işlediğini net bir şekilde gösteriyor.
Haber:Dilan Tuğba MACİT
Fakirin Ekmek Teknesine Saldırı
Manisa’da, çocuklarına ekmek götürebilmek için seyyar satıcılık yapan bir babanın çaresiz çığlığı, bu adaletsiz düzenin sembolü haline geldi. Yıllardır zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışan emekçi, zabıtanın tezgâhını almasıyla gözyaşlarına boğuldu. “Okullar açılıyor, çocuklarımı nasıl doyuracağım?” diyerek isyan eden bu baba, sistemin gözünde sadece bir rakamdan ibaret. Emekçinin, alın teriyle kazandığı lokma bile gözden çıkarılırken, büyük sermayeler aklanıyor, suçları örtbas ediliyor.
Sermaye İçin Adalet, Emekçi İçin Zulüm
Bu sırada, İstanbul’da Polat ailesi kara para aklama ve yasadışı bahis suçlamalarına rağmen serbest bırakıldı. MASAK raporlarına göre suçları kanıtlanamayan bu aile, lüks yaşamlarına kaldıkları yerden devam ederken, kamuoyunun vicdanı bir kez daha sarsıldı. “Devletimiz sağ olsun” diyerek tahliyesini kutlayan Dilan Polat, zenginlerin adaletten nasıl sıyrıldığını gözler önüne seriyor. Aynı mahkemelerde milyonlarca liralık servetle yargılananlar, gülerek çıkarken, bir seyyar satıcının tezgâhı ve hayatı elinden alınıyor
Sınıfsal Çelişkiler Derinleşiyor
Kapitalizmin çarkları içinde ezilen emekçiler, sadece ayakta kalma mücadelesi verirken, sermaye sahipleri sistemin tüm imkânlarını kullanarak suçlarından kaçabiliyor. Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt’un dediği gibi: “Bu ülkede ekmeği için mücadele edenler zapt edilirken, kara para aklayanlar serbest kalıyor. Bu mudur adalet?” Bu soruyu sormak artık toplumsal bir görev haline geldi. Zenginlerin serveti, yargıdan kaçmalarını sağlarken, emeğin çilesi her gün daha da ağırlaşıyor.